27 Eylül 2009 Pazar

Demirsizliğimin sebebi..

...sadece ben miyim? Ne yani, yemeklerden hemen sonra içtiğim bir bardak çay (açık üstelik) ve haftada bir yediğim et yüzünden mi?

Neymiş efendim, yemeklerden hemen sonra içilen çay besinler içerisindeki demirin vücuttaki emilimini büyük oranda engelliyormuş. Kırmızı et haftada en az üç kez yenmeliymiş.

Biliyorum.



Tamam, her şeyi kabul ettim. Çayı yemekten bir saat sonra kahve ile seve seve değiştirdim. Ama et için çeşitli planlarım mevcut. Tercihen tavuk ve balık tüketicisi olan ben, kırmızı et dendiğinde köfte ve sucuktan başka şey bilmem. Adana ve Urfa'yı sadece şehir olarak anar, ağzıma koymam. İskenderi bile aylaar sonra toplu halde tüketilecekse yerim. 'Ama efendim, kırmızı eti mutlaka tüketmelisiniz, ondan alacağınız demir farklı..'. Tamam ona da peki, köfteyi de seve seve ikiye çıkarırım, ama başka yok. Hatta bu gidişle hiç olamayacak. Çünkü boşalan demir depolarını doldurmak üzere önüme çok sık sürülen her et yemeği, bana mide bulantısı olarak geri dönmekte. Hem de köfte de (!) bile. Galiba artık vejeterjanların neler hissettiklerini ucundan anlamaya başladım. Bu konu fena halde canımı ve ruhumu sıkıyor. Araştırıp bunun bir çaresine bakacağım. Uygulamalarımı da buradan paylaşacağım.


Şimdilik beni yeşil yapraklı sebzelerim ve bakliyatlarımla baş başa bırakın.


Hiç yorum yok: