16 Temmuz 2011 Cumartesi

Kendinden Dertli Yazı

Kalbinin bir köşesine koyup sakladığın insanları dert* ettiğin zaman onları sevdiğin için dert eder, gerektiğinde laf üstüne laf söyler, sırf bu sevginin paralelliğinde bazı konularda bazı şeyler söyleme ve bekleme hakkını kendinde bulursun. Yani dünyada böyle olur. Ama derdiniz o insan olduğunda genelde, hele de o kendi dertleri ile meşgulse, senin derdin tamamiyle kendini germektir sayın okuyucu. Hatta üstüne iki de laf yersin bir sürü derdin arasında bir de sen dert olma tadında, o zaman tadından yenmez.

Sonra heralde ben yanlış yapıyorum der, dert* etmeyi unutmak üzere boşluğa bırakırsın. Kendi dertlerinle daha çok meşgul olur, her şeyi pamuk hafifliğinde yaşarsın. Ama dert edilmekten farkında olmadan hoşlanan ve buna alışmış karşıt bünyeler, bir süre sonra bu hafifliğe de tam tersi bir tepki göstermek suretiyle seni olası bir ilişki savaşının ortasına çekerler.

Şu durumda hiçbirimiz kılıç kalkan ekibinden olmadığımıza göre sözcük darbeleri ile savaşı kazanma derdine düşeceğiz en büyük olasılıkla.

Fakat unutmamak gerek,

savaşlarda kim kazanır bilinmez ama, her savaş kalıcı izler bırakır arkasında..

*dert etmek: düşünmek, ilgilenmek, üstüne düşmek

3 Temmuz 2011 Pazar

Çizgili Cümleler


Kitap okurken beğendiğim cümlelerin altını çizmeyi seviyorum. Gerçi ben değil hayatımın algısı, o anki ruh halimi yansıtan şeyin altını illa ki çiz(dir)mek niyetinde oluyor sanırım. Yoksa küçüklükten kalma bir alışkanlık mı ki bu? Küçükken kullandığımız çizgili defterler de her öğrenmek için yazdığımızın altını taa baştan çizmiyor muydu? Her neyse. Ne diyorduk, çizgili cümleler. Çok sonra yeniden kitabı alıp o cümlelerle karşılaştığımda; küçükken noktaları birleştirip resmin bütününü ortaya çıkardığım bulmacalar gibi, o altı kalınca çizili cümleleri birleştirip o zamanki ruh halime dair bir resim çıkarabiliyorum. Zamanında bir şarkıya yüklediğiniz anlamın, o şarkı her çaldığında aklınıza hiç yaşlanmamış haliyle düşmesi gibi bir nevi. Bakmayın hüzünlü göründüğüne, pek de eğlenceli olabiliyor.

Bakınız az önce rastladığım birkaç altı çizili:

“Mutluluk beden için iyidir, sağlıklıdır, ama mesele bedeni değil de beyni geliştirmekse eğer, o zaman mutluluktan değil ancak hüzünden hayır gelir” Elif Şafak, Firarperest

“Hayatta başarılı olmanın iki yolu olduğu söyleniyor: 1. Şanslı olmak, 2. Hile yapmak. Bense dayanıklı olmayı tercih ederim çünkü dayanıklılık kadar kışkırtıcı hiçbir şey olamaz” Murat Menteş, Dublörün Dilemması

"Bir yara izi asla çirkin olmaz. Yara izini yapanlar bunun aksini düşünmemizi isterler ama siz ve ben, onlara kafa tutma konusunda bir anlaşma yapmalıyız. Bütün yara izlerini bir güzellik olarak görmeliyiz. Çünkü, tecrübelerime dayanarak söylüyorum, ölürken yara izi olmaz. Yara izi "ben kurtuldum" demektir." Chris Cleave, Küçük Arı

ve az önce algım şunu yakaladı ve hemmen çizdi altını:

“her şeye alışıyorsun, hiçbir şeye alışmadan” E. Strout, Kül Mevsimi

Aynı kitaptan olmasa da benzer ruh hallerinin izleri.

Bütün resmi görmek güzel ama, değil mi?



Not: benzer bir yazı için en güzel adres Aslısın, mimi aldın, hadi bekliyoruz.