9 Temmuz 2009 Perşembe

Kahve Aşkı

Beni tanıyanlar, kahveyi ne kadar sevdiğimi çok iyi bilirler. Kahve ile olan ciddi ilişkimiz üniversitenin ilk yıllarına dayanır (6 yıl kadar önce) keza önceden hiç sevmezdim (inanması güç).

Okuduğum bölümün** İngilizce olmasının bu ilişkinin başlamasındaki payı çok büyük. Türkçesinin bile zor anlaşıldığı bir ders olan iktisatın finaline çalışırken tanıştık biz. Oppurtunity cost, ceteris paribus, supply, demand ve yanında sabaha kadar yeni yeni yakınlaşmaya başladığım kahve. O zamanlar sade olmayı severdi. Ben sert halini sevmezdim ama mecburen kabullenirdim. Sonra, ders aralarında da benimle ilgilenmeye başladı. Bu sefer sert değil daha yumuşamıştı. Süt onu yumuşatmış, daha güzel olmuştu. Ben de hoşlandım bu durumdan, başladık. Bir süre sade devam ettik. Sonra ben sıkıldım. Sıkıldığımı anladı tabi, değişik tadlarda gelmeye başladı yanıma. Aromalı çeşitleri de bir harikaydı. Starbucks buluşma noktamız oldu. O günden beri beraberiz.

Çok da mutluyuz ;)



Dip not: ** Lisansım İngilizce İşletme (ve evet herkesi İngilizce işletebiliyorum, sakın aynı espriyi yapmayın, kötü olur. ;))


Hiç yorum yok: