22 Ocak 2010 Cuma

Fiyat Sorunsalı

Farkı fiyatı mantığı insan ilişkilerine pek uygun düşmese de aradaki farkı görmek ve hak edene hak edilen değeri verebilmek ya da tam tersi adına insanlara da ilişkiler üzerinden fiyat biçmek mümkün kendi içlerinde. Kimisini kırmak çok ucuzdur zira kayda değmez; kimisini ise çok pahalıdır dönüş bilmez.

Ucuzunda sorun yok da pahası oldukça yerinde insanlarda limit aşımına dikkat!

Yoksa bedeli, faiziyle ödenebilir.


15 Ocak 2010 Cuma

Holmes, Sherlock Holmes

"Irene: Why are you always so suspicious?
Sherlock: Should I answer chronologically or alphabetically?"

Müthiş zekası, onu çekici kılan en önemli yanı olsa gerek. Öyle ki iki bucuk saat boyunca hiç sıkılmadan, hayret ve hayranlık içinde ve hatta en gerilim sahnelerde kahkahalar atarak izledik. Fragmanın filmi iyi yansıtamadığı ortak fikrimizdi çıktığımızda. Aman diyelim, aldanıp da fikrinizi değiştirmeyin. Yakın zamanda geçirdiğim en keyifli iki bucuk saatti.

Robert Dawney Jr., Holmes rolüne en az Jack Sparrow (Johnny Depp) kadar cuk oturmakta ve en az onun kadar başarılı (özellikle muzip mimikleriyle). Büyük bir şey söyledim, kayıtlara geçsin.

İtiraf etmeliyim izlemeden önce Jude Law'ın önüne geçebilme ihtimali konusunda şüphelerim vardı. Büyük yanılgı imiş, izlediğimde anladım. Sadık dost Dr. Watson rolünde Jude Law, evet yine başarılı. Karanlık düşman rolünde Mark Strong ise, Andy Garcia'ya olan benzerliği ile her göründüğü sahnede beni şaşırtmayı başardı.

Müzikler, görüntüler.. Gerisi -spoiler alert- olmasın.

Tebrikler Guy Ritchie.

İyi Seyirler.

12 Ocak 2010 Salı

Tepkileştim

Bir ben, bir Tumblr'ım var benden içeri. Aniden tepki verdim, her an sıkılabilirim.


Tepkileşim

10 Ocak 2010 Pazar

Pazar Hayali

"Hava bir tuhaf. Hayal kurmaya yönelik bir tutum var havada. Kaçmaya müsait bir bulutluluk.

Bir balkon olsa şimdi. Kimsenin seni tanımadığı bir şehirde. Kahvenin içine konyak kendiliğinden düşse, kocaman bir hırkanın içinde olsan şimdi sen. Bir şeyi terk etmiş olsan. Mesela bir şehri. Mesela kendini, yüzünü filan mesela. Sadece otelin kat görevlisi bilse ismini, sadece tesadüfen. İsminin yanlış telaffuz edildiği bir şehir olsa bu, sen de artık başka bir isme sahip olsan.

Biri gelse..."




Öptüm, bay!

Bir blog, bu kadar rahatlatıcı olabilir. İnsan çemkirdi mi daha bir rahatlar tezinin digital formata yansıması. Pek keyifli. Yazmadan önce düşündüm de şikayet ettiğim o kadar çok şey varmış ki. Sıraya koydum. Ara ara katılacağım ben de onlara.

Öptüm Bay!'cılar (Eda, Ezgi, Çağrı) şu sıralar optumbay(at)gmail.com'a okuyucu mektuplarını beklemekteler. İlla ki vardır şikayet etttiğiniz bir şeyler, bir çemkirin de rahatlayın.

Ben ettim, siz de edin.

9 Ocak 2010 Cumartesi

Hazırım sanki..

'..ve ancak birbirimize sarılarak uçabiliriz.'


2010'un bana getireceklerinin en cicisi. Taslak dün itibari ile kolumun iç yüzeyinde (drawn by Sadi Tekin ;)).



Gerçeği ise hazır olduğumda!

Hazırım sanki.

7 Ocak 2010 Perşembe

Yardım Çağrısıdır, Lütfen Destek Veriniz!

Teyzesini beyin tümöründen kaybetmiş ve geçirdiği tüm evrelere tanık olmuş biri olarak olarak bu konuda çok daha hassasım. Sizin de hassas olmanız için en yakınlarınızı kaybetmeniz gerekmiyor.


Duygusal nedenlerden ötürü ilgili yazı kendi cümlelerimle değil Sevgili Müge Cerman'dan alıntılandı.


"Bu sabah e postalarımı kontrol ederken Zipkinci.com‘dan gelen bir mesaj dikkatimi çekti. Hemen akabinde Friendfeed’den Okan Yıldırım arkadaşımızın yolladığı direkt iletiyi gördüm. İkisi de, beyin tümörü teşhisi ile tedavi gören ve ameliyat olması gereken güzeller güzel bir kız evlat içindi. Safiye isimli bu hastanın, yeniden sağlığına kavuşabilmesi için bizlerin desteğine ihtiyaç var. Hepimiz günlük kahve ve hızlı tüketilen gıda kotamızdan biraz da olsa artırsak ve aileye destek olsak güzel olmaz mı?"

Detaylı bilgi görebileceğiniz link: http://zipkinci.com/duyuru/40576-cok-onemli.html


Banka bilgileri:
Hesap sahibi : MUHSİN ÇALIŞAL
Banka : YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş.
Şube kodu : 339 MTK ALTINDAĞ / İZMİR
Hesap no : 84998061
Iban : TR180006701000000084998061


6 Ocak 2010 Çarşamba

Söyle, hangisini istersin?

Hayattan,

..egosu şişmişini mi istersin; bencili mi? Açgözlü olanı mı; psikopat olup gizleyenini mi? Yoksa hem egosu şişmiş hem psikopat hem bencili mi?

Peki sen hayatta,

..egonu kendin şişirmek mi istersin yoksa hazır şişirilmişini mi?
Aç gözlü olmak mı yoksa açıkgözü oynamak mı?
Psikopat olmak mı yoksa sadece psi kalmak mı?
Bencil olmak mı; sencil olup bensencil'im diyerek ikisi de olmak mı?

Şu durumda sen söyle Hayat,

..komik olmak mı istersin yoksa trajikomik mi?


Söyle, hangisini istersin?



1 Ocak 2010 Cuma

Geliyor.. (?)


2010'un ilk yazısı, yeni bir şeylerin habercisi olacak. Yazmanın ve paylaşmanın ayrı bir zevk olduğu sevgili bloglarım Yayım ve Yapım Meraklısı ile Akustik Versiyon'a kol, kanat gerecek yepyeni bir site gelecek. 2010'a yetişmesini ümit ederdim ama olmadı. Umarım en kısa sürede parmaklarımın ucunda olur (cici duyuyor musun?). Belki de başka bir sürpriz olur, toptan bir temizliğe girişiriz. Bu sefer kayıtlara geçirdim ki kolay kolay vazgeçemeyeyim (lütfen!).

Artık yeni şeyler de söylemek lazım.

Ama şimdilik '?' halinde kalsın, sonra noktalarız.